Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eski, kokulu bir şaheserden...
Deeey, dağları un eder Ferhadın gürzü! Benim de boş yanım hançer yalımı Ve zulamda kan-ter içinde, asi, He desem, koparacak dizginlerini Yediveren gül kardeşi bir arzu Oy sevmişem ben seni...
Kaç gecenin çölüdür bu ayrılık kaç şiirin dölüdür üstüme örttüğün bu ince sessizlik, kalbim alış artık, kır kendini kendi duvarında, sesini kendi duvarına haykır. Tesadüfen birbirine rastlamış başka başka aşklarsızın siz artık, geceyle gündüz gibi birbirine ayrılmış. o ki rüzgâr, bir zaman senin çölünde kumlar uçurmuş, o ki gece ve esmer, görmüyor sahrayı, sesi içinde karışmış. Her ayrılıkta kendine saplanan bir hançer kendi sabrını deneyen taş, kendi uykusuzluğunda yatak oldun. Kül koy şimdi yanına korunun seni kavuran onu da yakmasın. Aşkla besle kendini, gül yetiştir, sardunya çoğalt. Ki, sen aşktan ve ayrılıktan başka ne anlıyorsun. Birhan Keskin
Reklam
kaç gecenin çölüdür bu ayrılık kaç şiirin dölüdür üstüme örttüğün bu ince sessizlik kalbim alış artık, kır kendini kendi duvarında, sesini kendi duvarına haykır.tesadüfen birbirine rastlamış başka başka aşklarsınız siz artık geceyle gündüz gibi birbirine ayrılmış. O ki rüzgar, bir zaman senin çölünde kumlar uçurmuş, o ki gece ve esmer, görmüyor sahrayı, sesi içinde karışmış.her ayrılıkta kendine saplanan bir hançer kendi sabrını deneyen taş, kendi uykusuzluğunda yatak oldun. kül koy şimdi yanına korunun seni kavuran onu da yakmasın. aşkla besle kendini, gül yetiştir, sardunya çoğalt. ki, sen aşktan ve ayrılıktan başka ne anlıyorsun.
Birhan Keskin
Birhan Keskin
#Siyabend
Uy havar! Muhammed, İsa aşkına, Yattığın ranza aşkına, Deeey, dağları un eder Ferhadın gürzü! Benim de boş yanım hançer yalımı Ve zulamda kan - ter içinde asi, He desem, koparacak dizginlerini Yediveren gül kardeşi bir arzu Oy sevmişem ben seni...
Ahmed Arif
Ahmed Arif
No problem ...
Yüreğime hançer de değdi Gül sandım...
ve ben şimdi seni bir kitabın arasında solmuş gül gibi, bitmeye yüz tutmuş bir kalemin ucunda, penceremdeki çiçeklerin zehirli toprağında ve sayamadığım kadar çok birlikte yürüdüğümüz o ıslak kaldırım kenarlarında yaşatacağım. olur da bir gün kirli bi hançer o güzel yüreğine saplanacak olursa, ben o ıslak kaldırım kenarında oturmuş seni bekliyor olacağım.
Reklam
*~●。。。Uy havar! Muhammed, İsa aşkına, Yattığın ranza aşkına, Deeey, dağları un eder Ferhadın gürzü! Benim de boş yanım hançer yalımı Ve zulamda kan - ter içinde, âsi, He desem, koparacak dizginlerini Yediveren gül kardeşi bir arzu Oy sevmişem ben seni...
Sayfa 76 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı? Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı? Sevmek için güzele mi bakmalı? Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı? Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır? Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı? Hırsızlık; para, mal mı çalmaktır? Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı? Solması için gülü dalından mı koparmalı? Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı? Öldürmek için silah, hançer mi olmalı? Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
Victor Hugo
Victor Hugo
O yüzden Şarkışla'nın Sivrialan Köyü'nde yüzü gözü çiçek bozuğu Veysel adında bir adama âşık namını verdirendir. O yüzden Beyhanî'yi dermansız bırakan, O yüzden Daimî'yi çerağında yakan, O yüzden Hüdaî'yi demden deme salan, O yüzden Pir Sultan'a darağacını boylatan, O yüzden Mahzunî'nin canını zülfün teline
+ Lamba cini misin yoksa aptal mı? - Aptal. Söz konusu sen olduğunda daima olduğum gibi. +En azından kabul edebiliyorsun. - En azından iki defa. Ve sadece sana.
Sayfa 279Kitabı okudu
Reklam
Her gecenin bir sabahı varsa; Her özlemin bir vuslatı, Her derdin bir dermanı, Her nefreti, kini yenecek bir sevgi vardır. Hançer yarası ile sırtını ve göğsünü delik deşik etmişlere inat, iyi ki varsın dediğimiz gönlü güzellerin ellerinden şifa bulan yaralarımız vardır... Çile çekmeden yol almak, dikeni batmadan gül koklamak, hasret çekmeden sevgiliye ulaşmak kolay değildir. Bu yol meşakkatlidir.Bu yol ancak Aşk ile aşılır...
Mahsunuz Mahkumuz Kalbimizde hançer acısı Alnımızda gül Yine de gülüşümüz gümrah Sakalımızda bembeyaz bir seher Dağların dorukları ağarmış Düşman mevzilerine düşüyor çığlıklarımız Tecil edilmiş ölümlerden geliyoruz Yarılmış kuşatmalardan Yarıda kalmış sevinçlerden Dağ dağ yankılanıyor kefensiz kahramanlar Gözlerimizde ilkbahar pusuda Namlular güneşe batsa da Uhud dağının gamzesinde Gerilmiş bir ok gibi Şafağı bekleyeceğiz Yetim, çıplak, yalın ayak ama mağrur ve dimdik Ey Felluceli kahramanlar Düşman karşısında omuzlanını küçültmeyen kenetlenmiş saflar Ey kanı kılıca galip getiren yiğitler Selam olsun size ve selam olsun katil Amerika'nın fil ordusunu Yenik ekin yaprağı kılan ebabil onurunuza Tevfik Ziyad
Paslı Süngü
Rahm-i Maderde iken bilinebilir miydi dünya Bilindiği üzere evvelinde ahiret… Zinanın gülüşünden paslanan iffetler girebilir mi eskisi gibi tesettür kınlarına, göz kapaklarına. Cihana meyleden, ahirete kör olanın farkı ne Deccal’den, Bilmezler mi Deccal’inde iki gören gözü olduğunu, Ahirete kör olmaları şartıyla… Günah bulaşmış peçeler
Uy havar!
Yangınlar Kahpe fakları Korku çığları Ve irin selleri, aç yırtıcılar, Suyu zehir bıçaklar ortasındasın Bir cana, bir başa kalmışsın, vay vay! Pusatsız, duldasız, üryan Bir cana bir de başa
1.426 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.